Çin’de ortaya çıkan ve tüm dünyayı etkisi altına alan corona virüs ekonomik olarak da birçok ülkeyi etkiledi. Türkiye de virüs sonrası ekonomik tedbirler aldı. Başkan Erdoğan, corona virüse karış Ekonomik İstikrar Kalkanı paketini açıkladı. Öte yandan “Koronavirüs salgını Türkiye ekonomisi için fırsat olabilir mi?” sorusu da gündeme geldi.
Prof. Dr. Halit Keskin konuyu aksam.com.tr için analiz etti:
CORONA VİRÜSÜ VE EKONOMİK GELİŞMELER
Corona virüsü Çin’den başlayıp tüm dünyaya yayılarak insanları tedirgin etmiş ve devletlerin acil önlemler almasına neden olmuştur. Virüsün kontrol altında tutulabilmesine yönelik yoğun çalışmaları takip ediyoruz. Paylaşılan genel istatistiklere göre öldürücülüğü düşük olmasına rağmen yayılımının çok hızlı olması dünya genelinde alarm zillerinin çalmasına neden olmuştur. Özellikle yaşlı nüfusu yüksek ülkeler virüsün olumsuz etkilerine aşırı düzeyde maruz kalmıştır.
Corona virüsünün Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak ilan edilmesiyle virüsün etkileri sadece sağlık alanıyla sınırlı kalmamıştır. Özellikle borsalar dâhil tüm finansal piyasalar dünya genelinde düşüşe geçmiştir. Bu düşüş ülkemizde de hissedilmesine rağmen görece düşük seviyede gerçekleşmiştir. Bu durum uzun vadede ülkemizin umut vaat etmesinden kaynaklanmaktadır. Öncelikle Corona virüsünün çıkış yeri olan Çin dünya nezdinde büyük bir imaj kaybına uğramıştır. Küresel arz zincirinin önemli halkalarından olan Çin’in bu durumu ABD ile yaptığı ticaret savaşlarının da etkisiyle bu ülkeyi yavaş yavaş arz zincirinden izole etmektedir. Böylece diğer ülkeler için arz zincirinde yüksek düzeyde pay alma şansı doğmaktadır.
Özellikle geçmiş yıllarda Çin’e karşı pazar payı kaybettiğimiz tekstilde ülkemizin yükselen bir değer olması kaçınılmazdır. Bunun yanında otomotiv sektöründeki Çin kaynaklı aksaklıklar sektörün dünya genelinde yavaşlamasına neden olmuştur. Böyle bir olgu sektörün doğasına aykırı olduğu için uzun vadede otomotiv parçası üretiminde ülkemize daha çok görev düşmesi kaçınılmazdır. Üç kıtaya yakınlığımız, denizlerle çevrili olmamız ve otomotiv sektöründe beşeri sermayesi yüksek insan kaynağımız sayesinde ülkemiz yeni fırsat ve yatırımlara uzun vadede göz kırpmaktadır. Ayrıca küçük ev aletleri ve aksesuarları sektörü de ülkemizdeki hijyen koşullarının yüksek olması Çin’den ayrılan üreticilerin Avrupa pazarına oldukça yakın ülkemizi seçmesinde belirleyici olacaktır.
Yüksek teknoloji üretiminde bulunan firmaların da Çin’den ayrılması beklenmektedir. Özellikle ABD kendi firmalarının ülkesine dönmesini istemektedir. Bu durum Çin’de yapılacak yüksek teknoloji ürünleri imalatının çevre ülkelere kaymasına zemin hazırlamaktadır. Maalesef ülkemiz yüksek teknolojili ürün üretiminde rekabetçi olmadığı için ülkemizin bu durumdan düşük seviyede pay alması beklenmektedir.
Kısa vadedeki gelişmeler ise uzun vadeden farklılaşmaktadır. Türkiye iç tüketime bağlı olarak büyüyen bir ülkedir. İç tüketimin düşmesi hele ki ani bir şekilde frenlenmesi ekonomik büyümeyi yüksek düzeyde sarsma ihtimaline sahiptir. Ani duruş senaryosundan kaçınmak için kısa vadede para politikasının yanında maliye politikaları da kullanılmalıdır. Merkez bankasının 100 baz puan faiz indirimini takiben Sayın Cumhurbaşkanımız tarafında 100 milyar TL’lik bir paket açıklanmıştır. Kredi kanallarının açık tutulması ve mali paketle şirketlerimizin desteklenmesi gayet olumludur. Özellikle piyasadaki nakit sıkışıklığının giderilmesine yönelik önlemler ekonomiye nefes aldıracaktır.
Aynı zamanda iş gücünü destekleyici önlemlerin ileriki safhalarda alınması Corona virüsünden kaynaklanan etkileri sönümlendirecektir. Öncelikle işsizlik fonunda biriken miktar bu yolda kullanılmalı yeni teşvik ve tedbir paketleri dizayn edilmelidir. İşsizlerin veya virüs dolayısıyla işini kaybedenlerin gelirlerinin arttırılarak tüketimlerinin devamlılığının sağlanması Corana virüsü ile ekonomik anlamda mücadelede bir mihenk taşı olacaktır. İş gücünün gelirinin azalmaması ve tüketiminin devamlılığı kısa vadede en önemli unsurdur. Aksi takdirde zaten çok zayıflayan dış talebin pandemi koşullarında ülkemiz büyümesine katkısının yüksek düzeyde olması beklenmemelidir.
Özetle, Corona virüsü kısa vadede bir tehdit olarak görülse de uzun vadede ülkemiz açısından bir fırsat oluşturabilecektir. Bu fırsatlardan yararlanmak için kısa vadede iç tüketimin ani bir yavaşlamaya ve hatta duruşa maruz kalmaması gerekmektedir.
https://www.aksam.com.tr/ekonomi/koronavirus-salgini-turkiye-ekonomisi-icin-firsat-olabilir-miprof-dr-halit-keskin-aksamcom/haber-1054882